Tam aksine. Dünyaya bir daha gelsem yeni aynı şeyi yapardım. Bir tek evlenmezdim.
Karl Marx ile ilgili bilinmeyen yönleri. Hayatında hiç çalışmaması yol arkadaşın sürekli para alması gibi hayatını sadece emekten yana olduğunu yaşatışına devam eden Marx’ın hikâyesi.
Marx 1849'da siyasi sürgün olarak Londra'ya gitti; en fazla birkaç ay kalmayı umduğu bu şehirde, 1883'teki ölümüne dek yaşadı. Londra'daki ilk birkaç yılına büyük bir yoksulluk ve trajedi damgasını vurdu; ailesi berbat koşullarda yaşamaya zorlandı ve 1855 yılı geldiğinde, altı çocuğundan üçü ölmüştü. Isaiah Berlin, Marx'ın o dönemdeki alışkanlıklarını şöyle tarif ediyor:
Yaşamı her gün British Museum'un okuma odasına gitmekten ibaretti sabah dokuzdan akşam müzenin kapanış saati olan yediye kadar orada kalıyordu; bunu geceleri, durmaksızın içilen sigaraların eşlik ettiği uzun çalışma saatleri takip ediyordu. Sigara içmek bir lüks olmaktan çıkıp zaruri bir sakinleştirici haline gelmişti; bu alışkanlık sağlığını kalıcı şekilde etkiledi, sık sık çıbanların ve gözde yangıların eşlik ettiği bir karaciğer hastalığının ataklarına maruz kaldı. Bu ataklar çalışmasını sekteye uğratıyor, onu bitkin düşürüp sinirlendiriyor ve asla sabit olmayan geçim kaynaklarını kesintiye uğratıyordu. "Eyüp gibi, doğru dürüst gün yüzü görmedim, pek Tanrı korkum yok gerçi," diye yazmıştı. 1858'e gelindiğinde, Marx hayatının geri kalanını kapsayacak olan devasa eseri Kapital üstünde hâlihazırda birkaç yıl ilerlemiş bulunuyordu.
BÜYÜK ESERLERİN YARATICILARI NASIL ÇALIŞIR?
Asla düzenli bir işi olmamıştı. "Her türlü güçlüğe katlanarak amacıma sadık kalmalıyım ve burjuva toplumunun beni bir para kazanma makinesine dönüştürmesine izin vermemeliyim," diye yazmıştı 1859'da. (Aslında daha sonra demiryolu katibi olarak bir işe başvurmuş ama okunaksız el yazısı yüzünden geri çevrilmişti.) Bunun yerine Marx, arkadaşı ve dostu Friedrich Engels'in düzenli olarak gönderdiği parayla yaşıyordu; Engels de bunları, babasının tekstil şirketinin kasasından sağlıyordu. Para idare etmeyi hiç beceremeyen Marx, "Hiç kimse bu kadar parasız olup da 'para' halkında yazmamıştır sanırım," diye kaydetmişti. Bu arada çıbanları o kadar kötüleşmişti ki, "Ne oturabiliyor, ne yürüyebiliyor, ne de dik durabiliyordu," diye yazmıştı bir biyografi yazarı. Sonunda Marx Kapital'in ilk cildini tamamlamak için yirmi yıl boyunca her gün ızdırap çekti ve kalan iki cildi bitiremeden öldü. Yine de sadece tek bir şey için pişmandı. "Biliyorsun, bütün servetimi devrimci mücadeleye feda ettim," diye yazmıştı 1866'da bir politik eylemci yoldaşına. "Buna pişman değilim. Tam aksine. Dünyaya bir daha gelsem yeni aynı şeyi yapardım. Bir tek evlenmezdim. Kızımı, gücüm yettiğince, annesinin hayatını enkaza çeviren kayalıklara çarpmaktan korumaya niyetliyim."
Kaynak: “Günlük Ritüeller” kitabından yazılmıştır.
İlgili Galeriler