Terimlerin hepsi bu sporun ana dili olan Japonca'dan alınmıştır.
Judo Sporu Nedir? (Kuralları ve Hakkında Bilgi)
Seyirciler judoyu “pijamalıların yastıksız dövüşü “ diye tanımlarlar. Gerçekten de bu sporda dövüşçüler sanki yastık yerine birbirlerini yere atmaya çalışırlar. Oyuncu diye anılan dövüşçüler, maç nakavt yerine geçen bir savurmayla daha önce bitmezse, boksta ve karatede olduğu gibi, belirli bir süre dövüşürler.
1Minder
100 yıl önce Japonya’da başlayan bu spor 16x16 m’lik bir minder üstünde yapılır. Minderin tam ortasında kenarları 1 m genişliğinde kırmızı şeritle belirlenen 10x10 m’lik dövüş alanı vardır. Kırmızı şerit bu dövüş alanının dışına düşüldüğü, tehlikeli bölgeye girildiği anlaşılsın diye çizilmiştir. Minder hakemi oyuncular dışında mindere çıkabilen tek kişidir. Hakemin görevi kuralları uygulamak, puan ya da ceza vermek, ayrıca dövüşenlerin sakatlanmalarını önlemektir. Verdiği kararlar ancak iki kenar hakeminin ortak kararıyla bozulabilir. İki kenar hakemi birbirine karşıt iki köşede durur ve dövüşenlerin minder dışına çıkıp çıkmadığını, herhangi bir kural çiğnenmesi olup olmadığını saptar ve minder hakemince görülmemiş puanların verilmesini sağlarlar. Oyuncular hiçbir zaman hakem kararına karşı gelemezler... Hiçbir zaman!
2Malzeme
Dövüşçüler beyaz torba pantolon ve üstlerine de bol ceketler giyerler. Bunlar sağlam ketenden ya da naylondan yapılmış olup belden bir kuşakla bağlanır. Bu kuşaklar dövüşçüleri birbirinden ayırmak için kırmızı ve beyaz olur. Yarışmanın bittiği bir düdük, çan ya da zille belirtilir.
3Kazanma
Bu sporda Japon gelenekleri dil ve davranış olarak sürdürülmektedir. Mindere çıkan dövüşçüler hakemi ve birbirlerini eğilerek selamlarlar. Hakem “ Hajime”! (Başla!) diye bağırır. Judo “yumuşak biçimde” anlamına gelen bir sözcüktür. Dövüşçülerse rakiplerinin kol yenlerinden ya da yakalarından sımsıkı yakalayarak yere vurmak için de yumuşak olmayan bir savaşına girişirler.
Karşılaşmaların belirli bir süresi vardır (örneğin Olimpiyatlar ’da başlangıç rauntları 5, sonrakiler 7 dakikadır). Ama dövüşçüler boks nakavt yapar gibi, karşılaşmayı verilen sürenin bitiminden önce bitirmeye çalışırlar. Judo'da dövüşçü rakibini havalandırıp kurallara uygun olarak sirtüstü yere vurduğunda (ippon), 30 saniye süresince sırtını yerde tuttuğunda, ya da rakibinin pes demesi durumunda, ya da rakibinin çaresiz duruma düştüğü hakem kararıyla saptandığında maçı süresi dolmadan kazanır. Oyuncu pes ettiğini eliyle ya da ayağıyla kendi vücuduna ya da yere vurarak belirtir. Karşılaşma bir dövüşçünün iki "waza-ari" yapmasıyla da bitebilir. "Waza-ari" "İppon"dan bir derece daha aşağıdadır.
Yere atılan rakip tam sırtüstü değil de biraz yan düşmüşse ya da sırtı yerde ancak 25-29 saniye arası tutulabilmişse bu durumda "waza-ari" yapılmış olur. Bunun bir derece daha düşüğü de "yuko"dur. Rakibi yere atma waza-ari"nin gerektirdiğinden de daha az başarılı ise ya da rakibin sırtı yerde 20-24 saniye arasında tutulabilmişse bir "yuko" verilir. En düşük puan ise "koka"dır ve rakip yere düşürüldüğünde ya da sırtı 10-19 saniye arasında yerde tutulduğunda verilir.
İki "waza-ari" yapan oyuncu karşılaşmayı kazanır. Yapılan "yuko" ve koka"ların oyunu bitirmeye etkisi yoktur. Bir "waza-ari'", ne kadar çok yapılmış olursa olsun, "yuko" ve "koka"lardan daha üstündür, aynı şekilde bir "yuko" da birçok "koka dan üstün tutulur. Eşit sayıda puan toplanan bir karşılaşmanın sonunda hakem "Hantei!" der ve kenar hakemleri daha atak ve istekli dövüşeni galip ilan ederler. Hakemler kırmızı ya da beyaz bayraklarını kaldırarak kazananın kemer rengini göstermiş olurlar. Karşılaşmaların çoğu "ippon" ya da "waza-ari" ile sona erer. Hakem "sore-made!" dediğinde karşılaşma bitmiş demektir.
4Kurallar
Kuralları çiğneyen ya da pasift dövüşen oyuncuya hakemler kötü puan verebilirler. En düşük kötü puan "shido olup "koka" ile eş değerdedir. "Yuko"nun eş değeri kötü puan "chui", "waza-ari"ninki de "kei-koku”dur. "Hansoku-make" ise diskalifiye anlamına gelir. Bir dövüşçü, yaptığı bir "waza-ari" ile rakibince yapılan bir "keikoku" birleşince maçı kazanır. Ceza puanları minder dışına çıkma, kuralları çiğneme (itme, tekme atma gibi) ya da judo tekniğine uymayan hareketlerde bulunma (parmak bükme-surata vurma gibi) sonucunda verilir.
İki oyuncu başlangıçta birbirilerini yakalamaya çalışıyorlar. Sporcular değişik ağırlıklarda boksörler gibi karşılaşırlar ve karşılaşmalar minder üzerinde yapılır.
5Beceriler
Bu oyunda sayı levhasına bakmadan hangi dövüşçünün daha iyi dövüştüğünü anlamak biraz zordur. Daha atak ve istekli sporcuyu, rakibinin ceketinden daha önce ve sımsıkı yakalayanı izlemek gerekir. Genellikle üstün dövüşçü rakibine oranla daha dik durandır. Hücumları daha kararlı ve güçlü gözükür. Karşılaşma ilerledikçe sağlam kendini gösterir. Zayıf dövüşçü zorlandığı belli olan, soluk soluğa ve rakibine saldırmaktan kaçınan dövüşçüdür ve karşılaşmayı kaybetmeye adaydır.
Judoda saldırı hareketlerinin yanı sıra savunma hareketleri de vardır. Judocular atış ve tutuş ile ilgili oyunları sık sık tekrarlarlar. Bu oyunların çok çeşitlileri vardır ve hepsini kusursuz bir biçimde pek az sporcu uygulayabilir. Her oyunun yandan ve önden yaklaşmalara göre değişen adları vardır. Bazen de oyuncu kendini yere atarak rakibini üstünden aşırır. Kol, kalça, el gibi vücudun çeşitli organları rakibi aşırmak için destek olarak kullanılır. Eğer atış kusursuz ise oyun "ippon"la son bulur. Ya da dövüşçüler yerde çeşitli tutma tekniklerini denerler. Bunlar arasında boğma ve kol kitlemeler de yer alır. Tutma tekniklerinde amaç rakibi 30 saniye sırtüstü yerde tutmaktır.
Boğmaların yalnızca boyundan yapılmasına izin verilir, (baş sıkıştırılamaz) ve judo ceketi de boğmada kullanılabilir. Kol kitleme yalnızca dirseğe uygulanabilir, omuza ve bileğe uygulananlar yasaklanmıştır. Düz ve bükük olarak kol kitleme hareketleri yapılabilir ve her ikisi de çok acı verdiğinden rakibi pes ettiren hareketlerdir.
6Taktikler
Oyuncu yerdeyken ayakta olduğundan daha başarılı ise, tutma, boğma ya da kol kitlemelere çalışmalıdır.
Bütün taktikler rakibi uygun bir pozisyona düşürüp en güçlü tekniği uygulama amacını güder. Bundan dolayı çoğu zaman itiş kakış dışında pek bir şey gözükmez, özellikle iki rakip birbirlerinin güçlü ve zayıf yönlerini biliyorlarsa hareketlilik çok düşer. Küçük bir hata satrançtaki gibi her şeyin sonu olur. Çok yüksek düzeyde oyuncular kombine atma teknikleri denerler ki, bunda ilk hareket rakibi şaşırtır, sonra hızla ikinci bir harekete geçilerek rakip beklemediği bir teknikle aşırtılıp atılır.
7Terimler
Terimlerin hepsi bu sporun ana dili olan Japonca'dan alınmıştır.
Hajime!: Başla!
Matte!: Bekle! Hakem tutuş yetersiz olduğunda, oyuncular minder dışına savrulduğunda, ya da oyunculardan birinin ceketi çıktığında oyunu dur durup
Sono-mama!: Dur! Don Dövüşçüler kitlendikleri pozisyonda saha dışarısına çıkmak üzereyken dondurulurlar ve aynı şekilde minder ortasında karşılaşmaya başlatılırlar.
Osaekomi!: Bir tutuş vardır. Saat görevlisi süreyi saptamak için saat tutmaya başlar.
Sore-made!: Bu kadar. Oyun bitmiştir.
Başka sözcükler:
Dan: En üstün ustalık derecesi.
Dojo: Çalışma salonu.
Judogi: Judo giysisi.
Judoka: Judocu, dövüşçü.
Kansetsuwaza: Kol kilitleme.
Ne-waza: Yerde dövüş.
Shimewaza: Boğma tutuşu.
Shai: Karşılaşma.
Tachiwaza: Ayakta durma ya da atma teknikleri.
Kaynak: ‘’ADAM’’ spor seyircisinin el Kitabı’ndan yazılmıştır.
İlgili Galeriler