Davıd Beckham Real Madrid'te transfer olduğu dönemde, 23 forma numarası verildiği ile ilgili hikayesi kendi kitabından geniş bir şekilde anlatıyor;
Davıd Beckham: Ben sırt numarası olarak 23'ü seçmeden çok önce, Real basını ve taraftarlara sunulmam için bir basketbol sahası seçilmişti. Ciudad Deportivo adına verdikleri bir antrenman tesisinin bir bölümünü oluşturan Pabellon Raimundo Saporta, 5.000 seyirci kapasitesiyle devasa ve kasvetli bir hangar gibiydi. Arabalarımız sert tekerler gıcırtılarıyla ana yoldan çıkarak ön taraftaki girişe doğru geniş birer kavis çizdi. Dışarıda düzinelerce basın mensubu bekliyordu ve sol tarafımda da artık bir Real oyuncusu olarak Real taraftarlarının önünde ilk kez topa vuracağım sahayı görüyordum. Aceleyle içeri girdik. İspanyolların işlerini zamanında yapma konusunda biraz gevşek olduklarını duymuştum ama bu olay, sanki herkes için programa uyulması hayati önem taşıyan bir şey gibiydi. Spor salonunun bir ucundaki girişe asılmış olan koyu renkli ağır bir perdenin arkasına gelene kadar koridorda ilerledim. Okul müsameresinde sahne sıranızı beklemek gibiydi: Sahneye çıktığımda söylemek istediklerimi kafamda tekrar etmeye başladım...
Formanın sırtında 23 numara ve rakamların üzerinde ''Beckham'' yazısı vardı. Kulübün dışındaki hiç kimse sırt numaramın ne olacağı bilmiyordu. Diğer oyunculara ait olmayan numaralar arasından seçim yaparken uzun bir süre düşünmüştüm. Real'dekiler bile önceki gece otelden onları arayıp nihai kararını bildirene kadar bilmiyorlardı.
Bir anda ortalığı birkaç yüz fotoğraf makinesinin objektiflerinden çıkan ''klik'' sesleri kapladı. koridordan gelen sesleri duyabiliyordum.
''Veinte y tres.''
Yermi üç. Bir saniye sonra da:
''Micheal Jordan. Micheal Jordan.''
Şimdi konuşma sırası bana gelmişti. Orada elimde bir kağıt tutmak istemediğim için söyleyeceklerimi daha önce pek çok kendi kendime tekrar etmiştim. Bir sonraki cümlemin ne olacağını bilmeden konuşmak istemiyordum. İyi bir ilk izlenim bırakmak istiyordum. Boğazımı temizledim.
''Gracias. Senyor Perez, Senyor di Stefano, bayanlar ve baylar...''
Çevirmene bir saniye zaman vermek için durakladım. Önce mikrofonu düzgün çalışmadı; onu bekledim ve beklerken kafam boşaldı. Birdenbire önümdeki kamara deryasının ve benim bulunduğum tarafa dönmüş kafaların farkına vardım. Şükür ki, geçmişte kendime güvenmeyi öğrenmiştim. Ağzımı açtım ve gerisi geldi.
''Futbolu her zaman sevdim. Elbette ailemi de seviyorum...''
Yeniden aşağıya, Victoria'ya baktım. Onları sevdiğim gerçekten doğruydu.
''...ve harika bir hayatım var. Ama futbol benim her şeyim. Real'de oynamak benim için bir rüyanın gerçekleşmesi gibi. benim buraya geliş anımı paylaşmak için burada bulunan herkese teşekkür ederim. Gracias.''
Formayı-yeni formamı-önemde havaya kaldırıldım.
''Hala Madrid.''
Birlikte bir takım fotoğraf çektirmek için kulübün diğer yöneticileri yanıma geldiler. Sonra sahneden indik ve Senyor Perez'in ardından binanın arka tarafındaki bir odaya gitmek için koridorlardan geçtik. Odada, üstünde bir bisküviler, krakerler ve içeçekler bulunan, örtü serilmiş bir masa hazırlanmıştı. Her futbol kulübünde buna benzer bir oda vardır. Eğimli bir tavan ve odanın duvarları buyunca dizilmiş oturma sıraları. Ama bu odaya biraz çeki düzen vermişlerdi. Sonra beni odanın diğer ucundaki bir kapıdan çıkararak bir gün önce Bernabeu'da gördüklerimiz kadar etkiliyici olmayan soyunma odalarına götürdüler.
Real Madrid formasını ilk kez paketinden çıkarırken acele etmedim. Sonra birkaç korumayla birlikte SFX'ten Simon'la Jamie ve bir kenarıyla uç kısmında yere sabitlenmiş alçak sıraların bulunduğu Numero 2 adlı antreman sahasına çıktık. Dışarı çıkınca gözlerimin parlak güneşe alışması birkaç saniye sürdü. Tribünlerle saha arasındaki boşlıktan koşarak geçtim ve bana doğru birkaç futbol topu atıldı.
Biliyorum, hayatımı futbol oynayarak kazanıyorum: Topu kontrol etmek havada tutmak, bir numara yapmak...Her zaman yaptığım için bunlar artık sanki doğal hareketlermiş gibi geliyor. Ama bir çim sahada,kendilerine bir şeyler göstermemi bekleyen birkaç bin taraftarın önünde? Her taraftan el sallayan, tezahürat yapan aileleriyle madridistas'tan umduğumdan fazla yakınlık görmüş olsam da, itiraf etmeliyim ki, orada kendimi biraz yalnız hissettim. Ben de onlara el salladım. Fotoğrafçılar David Beckham'ın ilk kez Real Madrid forması içinde fotoğrafını çektiler...
Kaynak: DAVID BECKHAM, BENİM HİKAYEM, kitabından kısaltılarak yazılmıştır.