Sigmund Freud Kimdir? (1856 -1939)-(Hayatı, Yaşantısı ve Hikayesi)
"Çalışmadan geçen hayatın gerçekten rahat olabileceğini düşünemiyorum," diye yazmıştı Freud 1910'da bir arkadaşına.
Psikanalizin kurucusu, evi büyük bir başarıyla çekip çeviren, Freud'un giysilerini hazırlayan, mendillerini seçen ve hatta diş fırçasının üstüne macun sıkan karısı Martha sayesinde, uzun kariyeri boyunca kendini azimle işine adayabildi. Freud her gün sabah yedide kalkar, kahvaltısını eder ve her gün eve uğrayan bir berbere sakalını düzelttirirdi. Sonra, sekizden öğle saatine kadar, analiz edilecek hastaları kabul ederdi. Günün ana öğününü öğleden sonra saat tam birde yerdi. Freud boğazına düşkün biri değildi; şaraptan ve tavuktan nefret eder, haşlanmış ya da fırında kızartılmış biftek gibi orta sınıf yemekleri severdi. Bununla birlikte yemeğini tadını çıkara çıkara, sessizce ve dikkatini vererek yerdi. Normalde güler yüzlü bir ev sahibi olsa da, yemek sırasında kendi düşüncelerine o kadar yoğunlaşırdı ki, onun bu sessizliği bazen konukları rahatsız eder, onlar da ailenin diğer üyeleriyle sohbet etmeye çalışırlardı.
Freud yemekten sonra Viyana'daki Ringstrasse Caddesi'nde yürüyüşe çıkardı. Ama bu bir keyif gezintisi değildi; oğlu. "Babam müthiş hızlı yürürdü," diye hatırlıyordu. Yol üstünde genellikle puro satın alır ve düzeltileri yayıncıdan ya alır ya da oraya bırakırdı. Üçte (3’te) muayeneler başlar, bunları akşam dokuza kadar, analiz edilecek hastalar izlerdi. Ardından ailesiyle akşam yemeği yer, yemekten sonra baldızıyla iskambil oynar veya karısıyla ya da kızlarından biriyle yürüyüşe çıkar yahut gazete okumak için bir kafeye uğrardı. Akşamın kalanı çalışma odasında geçirir, gece birde ya da daha geç bir saate kadar okur, yazar ve psikanaliz dergilerinin editoryal işleriyle uğraşırdı.
BÜYÜK ESERLERİN YARATICILARI NASIL ÇALIȘIR?
Freud'un uzun iş günlerinin yükü iki lüksle hafiflerdi. Birincisi, hiç durmadan içtiği çok sevgili purolarıydı; yirmili yaşlarının ortasından neredeyse hayatının sonuna dek, doktorların bütün uyarılarına ve hayatının son yıllarında yakasından düşmeyen büyük sağlık sorunlarına rağmen günde yirmi tane kadar içti. (Bir defasında on yedi yaşındaki yeğeni kendisine uzatılan sigarayı geri çevirdiğinde Freud ona, "Evladım, sigara içmek hayatın en mükemmel ve en ucuz keyiflerinden biridir ve en baştan sigara içmemeye karar veriyorsan, senin için yalnızca üzülebilirim," demişti.) Elbette, ailenin her yıl yaptığı üç aylık yaz tatilleri de aynı şekilde önemliydi; bu tatilleri dağlarda bir kaplıcada ya da otelde geçirir, kırlarda yürüyüşe çıkar, mantar ve çilek toplayıp balık tutarlardı.
Kaynak: “Günlük Ritüeller” kitabından yazılmıştır.