Kayak Kuzey Tipi Nedir? [Biatlon, Atlama Kulesi]
Biatlon’da ilk Dünya şampiyonası 1958'de yapıldı ve 1960 yılında da bu spor Olimpiyatlar'a alındı. Biatlon, kros kayağı ile tüfekle atışı birleştiren bir spordur. Bu spor kayakla nişancılığın denendiği ve bundan dolayı da ordudan birçok kişinin ilgi duyduğu bir spordur. Olimpiyatlarda üç ayrı biatlon yarışması yapılır.
20 km Bireysel Yarış: Her ülke en fazla 4 yarışçıyla katılır ve 20 km' lik pistte yarışılır. Yarış sırasında dört kez durularak 50 m atışları yapılır. Her duruşta 5 atış yapılır ve bu atışlarda dakika üzerinden kötü puan verilir. 12'den vurana 0 kötü puan, hedefi vurana 1 dakika, vuramayana ise 2 dakika kötü puan verilir. Atışlar sırayla yerde, ayakta, yerde ayakta olarak yapılır. Yarışı kazanan sporcu kötü puan sürelerinin de eklenmesi sonucu, en kısa sürede yarışı tamamlayandır.
10 km Sürat: Bu da bireysel yarıştır. 10 km boyunca birisi yerde, öbürü ayakta olmak üzere iki seri atış yapılır. Yalnız bu kez hedefler kırılabilen ya da devrilebilen cinstendir. Beş atış sonunda vurulamayan her hedef için 150 m'lik bir ceza turu atmak gerekir. En kısa sürede yarışı bitiren birinci ilan edilir.
4x7.5 km Bayrak: Bu yarış 4 kişilik takımlar olarak aynı pistte, atletizmde olduğu gibi yapılır. Her takım ilk yarışçıların başlangıç çizgisine diker ve grup halinde yarış başlar. Son yarışçısı yarışı ilk bitiren takım kazanır. Yarış sırasında her yarışçı sürat yarışındakilere benzeyen hedeflere iki seri atış yapar. Her duruşta 8 atış yapılır ve düşürülemeyen her hedef için bir ceza turu atılır.
Belli bir mesafe kaydıktan sonra tüfeği çıkarma, yere atma, düzgün nişan alma ve bütün bunları kayakları ayaktan çıkarmadan en az süre kaybı ile yapmak elbette güç bir iştir. Bununla birlikte örneğin 20 km'lik bir yarışı 1 saat 15 dakika içerisinde tamamlamak mümkün olmaktadır.
Kuzey tipi kayak yarışları arasında en gösterişli ve hayranlık uyandırıcı olanı kayakla atlamadır. Bu ilginç sporda cesaret ve güzellik iç içe girmiş olup, tatilde zevk için yapılan kayakla arasındaki fark, kuleden atlama ile yüzme arasındaki farka benzer. Dünyanın en ünlü kayakla atlama merkezi Oslo çevresindeki Holmen kollen tepesi’dir. Burada Mart ayında yapılan kayak haftası İskandinav kış sporlarının en önemli olayıdır. Teniste Wimbledon ne anlama geliyorsa Kuzey tipi kayak yarışlarında da Holmen kollen o anlama gelir. Atlama finalleri her yıl, Norveç Krallık Ailesi'nin üyelerini de içermek üzere, 100.000in üzerinde seyirci çeker. Dünyanın öbür ülkelerindeki atlama pistleri genellikle Kış Olimpiyatları için yapılmıştır. Bunların en ünlüleri Avusturya'da Innsbruck, İtalya'da Cortina d'Ampezzo, Japonya'da Sapporo, Isviçre'de St.Moritz, Batı Almanya'da Garmisch-Partenkirchen, ABD'de Lake Placid'dir. En büyük pist ise Batı Almanya'daki Oberstdorf dur.
1Atlama Kulesi
Dünya şampiyonalarında ve Olimpiyatlar'da 90 ve 70 metre olmak üzere iki atlama kategorisi vardır. Bu racamlar kule yüksekliğini değil, o kulelerde atlanacak ortalama mesafeyi belirtir. Kayak uçuşu adı verilen, Olimpiyat dışı yarışmalarda daha yüksek kuleler de kullanılır.
2Malzeme
Kayaklar uzun ve ağırdır, dengeyi artırmak için altlarında üç oyuk vardır. Botlar kayağa uçtan bağlı olup topuk öne doğru eğilmeyi engellemeyecek şekilde serbest bırakılmıştır. Atlama uzunluğu rampanın bitiş noktasından kayakçının ayağının yere değiş noktası arasındaki uzaklıktır.
3Kazanma
Atlayıcılar, sirklerde trapezcilerin seyredildiği gibi, aşağıdan yukarıya bakılarak seyredilir. Yarış öncesi mırıltıları, yarışçı kule üzerinden yarışa başladığında kesilir. Yarışçı hız kazanmak için dizlerin üzerine eğilip dar rampada iler ve aniden havada uçmaya başlar. Binlerce göz cesur atlayıcıya çevrilmiştir, ama bu gözlerden hiçbiri atlayışı teknik olarak değerlendirecek beş hakemin gözleri kadar dikkatli olamaz. Atlayışı kazanan en uzun atlayan olmayabilir, çünkü yarışma atlama mesafesi ile atlama tekniği karışımının değerlendirilmesiyle yapılır. Hakemlerce verilen en yüksek ve en düşük puanlar atılarak ortaya puan vermiş üç hakemin puanları hesaplanır.
4Kurallar
Hakemler atlayıcının rampada kayarken hızını azaltıp azaltmadığına, atlayışın başındaki yaylanma zamanlamasına dikkat ederler ve havaya fırladığında yarışçının ayak bileklerinden öne eğilip kalça ve dizlerini kırmadan kollarını iki yanda ya da önde paralel olarak tutmasını beklerler. Atlayıcı havadayken hareket çok az olmalıdır. Kayaklar paralel olarak birbirine yakın ve yukarı doğru tutulmalıdır ki hava direnci kayakların altına gelsin. Yere konmadan önce atlayıcı vücudunu belden ve dizlerden kırarak çarpmayı önler. Yere inişini yarışçı, düşmeden ya da tökezlemeden gerçekleştirip "telemark" pozisyonuna geçer. Bu pozisyonda bir ayak öbürünün önünde, kollar yanda, dizler hafif büküktür. Herhangi bir dengesizlik ya da sert bir hareket puan kaybına neden olur. Atlayıcı bu pozisyonda kollarını yana açıp dengesini bulur ve biraz kaydıktan sonra duruşa geçer. Dengesini bulurken elinde kayak sopaları olması daha iyidir, ama atlayıcılar havada büyük tehlikeler yarattığından sopayla atlamazlar.
Kaynak: “Adam Spor Seyircisinin El kitabı” kitabından yazılmıştır.